Hiç karşılık beklemezler [maddi manada]
Verilen maddi hadiyeleri kabul etmiyorlar göz ucuyla bile bakmıyorlar
Kendisine birkaç altın uzattık ama o gülümseyerek bir iş için çifte maaş almaması gerektiğini söyledi
Rüşvet alan devlet memurlarına çifte maaşlı deniyor
Gelen insanları uygarca bir tavırla karşılıyorlar
Gelen insanlar yanlarından geçerken kollarını yavaşça yana açıyorlar (bu onlar için hoş geldin derken hep yapılan bir şey)
Gelen misafirler orada kaldıkları süre boyunca harcamaları devlet hazinesinden karşılanıyor
Dara düşen yabancıların rahatlığının ve huzurunun sağlanması için insan haklarını yasalarla ıslah ederken kurumsallaştırdı
Hristyanlar fakat başka dinlere karşı da oldukça hoşgörülüler yahudiler falan da toplumlarında mevcut ve dinlerini özgürce yaşayabiliyorlar
Devletlerine gelen kişiler geri dönüp dönmeme konusunda serbestler ancak dönmeleri durumunda onların devletlerinden ulu orta konuşmaları da yasak
Devletteki insanaların dış ülkelere olan seyahetleri tümüyle yasaktır
Kral kendi hükümranalığı dışında kalan bütün her yere olan yolculukları yasaklamakla beraber her 12 yılda bir bu krallıktan iki gemi dünyanın farklı bölgelerine gönderilecek bu gemilerde Salomon Evi tarikatına(cemiyetine) mensup 3 kişi seyahat edecektir
Bu kişilerin görevi gönderildikleri yerlerin tarihi ve coğrafi konumları, özellikle bilimleri ve sanatları hakkında , ayrıca bütün dünyada üretilen ve keşfedilen şeyler hakkında bize bilgiler aktarmak dönüşlerinde de kitap, alet edevat gibi dünyada ne var ne yoksa hepsinin bir örneğini bize getirmek [biz-devlete olarak]
Gemilerinde bol miktarda erzak ve her türlü eşyayı satın alabilecekleri ve gerek görüldüğünde oradaki insanalra armağan olarak sunabilecekleri yüklü miktarda para ve mücevher dışında başka hiçbir ticari mal bulundurulmuyor bu biraderler gittikleri ülkelerde tanınmamak için önlemeler alıyorlar
Salomon Evi’nin üyeleri; tarikat kardeşleri biraderler olarak adlandırılıyorlar
Bensalem halkı aile kurmaya önem veriyorlar bir gelenekeleri de krallığın yasaları uyarınca kendi soyundan otuz evladını görecek kadar yaşamış ve bu evlatlarının her biri üç yaşından büyük olan her yurttaşa aile şenliği kutlama hakkı tanınır ve masrafları devletçe karşılanır. Tirsanus adını verdikleri aile babası şenlikten iki gün önce kendisinin seçtiği üç arkadaşını çağırır ve şenliğin yapıldığı kentin ya da kasabanın başkanı da ona eşlik eder. Ardından Tirsanus ailenin kadın erkek bütün ferrtlerini yanına çağırır.İki gün boyunca arkadaşlarıyla ve devlet başkanıyla birlikte toplanıp ailenin gelir kaynaklarını görüşür tirsanus. Aile arasında bir anlaşmazlık ya da mahkemelik bir durum varsa bu toplantıda çözülür ve tatlıya bağlanır. Aileden biri dara düşmüşse ya da bir şekilde sıkıntı çekiyorsa onlara bu toplantıda yardım edilir ve zorunlu ihtiyaçlarını karşılayacak para verilir. Aileden birileri kötü alışkanlılar edinmişse, atıl ve sapkın bir yaşam sürüyorsa, bu toplantıda azarlanır ve kınanır. İçlerinde evlenecek ve yaşam koşullarını çok daha iyi hale getirecek olana öğütlerde bulunulur ya da benzer şekilde türlü türlü yol gösterilir, akıl verilir. Kentin yöneticisi Tirsanus’un yanında oturur ve olur da onun aldığı kararlara ve buyruklara aileden biri itaat etmez ise, kendi yetkisini devreye sokarak alınan kararları savunup uygulamaya koyar. Fakat bu toplum öyle bir toplum ki böylesine bir uygulamaya çok az gerek duyulur.
Bir diğer yandan bu toplantıda Tirsanus, oğulları arasından kendi evinde onunla ömür boyu yaşayacak olanı seçer bu kişiye Asma Oğlu denir. Şenlik günü dinsel ayinin gerçekleşmesinden sonra, Tirsanus Şenlik töreninin yapılacağı geniş bir avluya gelir. Avlunun üst kısmında yüksek bir taraça vardır. Oradaki duvarın önüne, orta yere önceden bir masa ve sandalye konmuştur ve masanın üstüne bir örtü örtülmüştür. Sandalyenin üstüne de bir daire ya da oval biçiminde, sarmaşıktan bir tente gerilmiştir; bu sarmaşık bizim bildiğimizden daha beyazdır, kavak ağacının (Bensalem’de gümüş rengi denen) yaprağına benzer, ama bütün bir kış yeşil kaldığı için daha ışıltılıdır. Tente, sarmaşıkların arasından dolanan ve onları birbirine bağlayan sırma tellerle ve türlü renkte ipek ipliklerle ince ince işlenmiştir; çoğunlukla ailedeki kızlardan birisi işler bunu. Tepesi ipek sırmadan incecik bir tülle örtülüdür. Yine de tentenin asıl kumaşı hakiki sarmaşıktır; tören sona erdikten sonra aile dostları büyük bir heyecanla bir yaprak ya da dal koparır. Tirsanus bütün çocuklarıyla birlikte, erkekler önde kadınlar arkada olmak üzere avluya girer. Ailede bütün çocukları doğuran bir anne varsa sandalyenin sağ tarafına gizli bir kapısı ve pencereleri olan bir kafes konur, bu kafesin üsütü tamamen örtülüdür; anne burada kimseye görünmeden oturur. Tirsanus içeri girdikten sonra sandalyeye oturur, bütün ailesi duvarın önünde yerini alır; arkasına ve yüksekteki taraçanın üstündeki duvarın yanına , cinsiyet gözetmeksizin yaş sırasına göre dizilip ayakta durur. Tirsanus yerine oturduğunda (bu arada avlu insan kaynamaktadır, ama kargaşasız ve gürültüsüzce) bir sessizlik olur, o sırada avlunun içerisinden Taratannus (onların dilinde haberci) gelir; sağında solunda iki delikanlı vardır. Birinin elinde sarı renkte parlak bir parşömen tomarı vardır; diğerininkinde altından, dallı ya da uzun saplı bir üzüm salkımı. Haberci ve bu iki delikanlı deniz yeşili atlasta birer kaftan giymiştir; habercinin kaftanı yere sürünecek kadar uzundur, üstüne altın yaldızlar işlenmiştir. Hafifçe eğilir ve üç kez selam vere vere taraçaya yaklaşır, oraya gelince önce eline tomarı alır. Bu tomar kralın beratıdır, devlet hazinesinden ailenin babasına armağan olarak bağışlanan gelirleri, kendisine sağlanan bir çok ayrıcalığı, muafiyetleri ve şeref rütbelerini içerir ve her zaman Çok sevgili dostumuza veya Alacaklımıza şeklinde bir hitapla başlar bu hitap sadece bu tür bir durumda kullanılır. Çünkü dediklerine göre kral tebasının üreyip çoğalması dışında kendini hiçbir şeye sorumlu hissetmeziş. Bu berata basılan mühürde kralın altın kabartma bir tasviri vardır. Bu tür beratlar resmi olarak ve sanki yasal bir ayrıcalık haklkıymış gibi çıkarılsa da, ailenin nüfusuna ve saygınlığına göre farklılıklar gösterir. Haberci yüksek sesle beratı okur; berat okunurken Tirsanos önceden seçtiği iki oğlunun yardımıyla ayağa kalkar. Haberci taraçaya çıkar ve beratı Tirsanos’un eline teslim eder. Daha sonra orada hazır bulunanlar şöyle bağırır: Ne mutlu Bensalem halkına! Ardından haberci diğer dekanlının tuttuğu üzüm salkımını eline alır; (hem sapı hem de üzümün kendisi altındandır) bu üzümler ince ince sırlanmıştır; ve ailedeki erkeklerin sayısı kadınlardan fazlaysa, üzümler yeşildir, tepesine de hilal şeklinde bir ay konur. Üzümlerin sayısı ailedeki çocukların saysı kadardır. Haberci bu altın salkımını da Tirsanos’a sunar, o da bu salkımı evinde kendisiyle birlikte oturmak üzere önceden seçmiş olduğu oğluna verir. Bundan böyle oğul, babası ne zaman toplum içine çıksa bu salkımı onur işareti olarak onun önünden taşıyacaktır; işte bu yüzden asma oğlu olarak adlandırılır. Bu tören sona erince Tirsanus çekilir, bir süre sonra yeniden gelir ve yemeğe [syf 68 ve 73 arasını özetle ]
Bu aile töreni geleneğinde; o şenliğin nimetinden pay alan aileler, sonraki yaşamlarını her zaman olağanüstü bir zenginlik içinde geçirir.
Bensalem halkının evlilikle ilgili yasaları da çok doğru ve saygındır. Çok eşliliğe hoşgörü göstermez. Çiftlerin ilk görüşmelerinin üzerinden bir ay geçmeden ne evlenmelerine izin verir ne de evlenmek üzere nişanlanmalarına. Anne ve babanın onayı alınmadan yapılan evliliği geçersiz saymaz, ama bunun bedelini mirasçılarına ödetir çünkü bu tür bir evlilikten doğan çocuklar mirasın ancak üöte ikisini alabilir. Bensalem halkı çifitin evlenmeden önce birbirini çıplak görmelerini onaylamaz. Çünkü onlara göre birbirini bu kadar yakından tanıdıktan sonra geri çevirmek aşağılayıcı bir hareket olur. Ancak erkek veya kadında bulunabilecek bir kusurdan ötürü evlilik sonrası mutsuzluk yaşanmaması için daha uygarca bir yöntem bulmuşlardır. Her kasbanın yakınlarında Adem ve Havva havuzları olarak adlandırılan iki havuz bulunur. Buralarda arkeğin arkadaşlarından birinin ve kadının arkadaşlarından birinin ve kadının arkadaşlarından birinin evlenecek çiftleri ayrı ayrı görmelerine izin verilir.
Caddeler çok iyi düzenlenmiştir. Geniş ara yollara yayılıyor, hiçbir yerde önü kapanmıyordu; aynı zamanda caddelerde duran insanlar tıpkı bir ordu gibi hatta onlardan daha düzenli duruyorlar. Seyirciler de öyle hınca hınç şekilde durmuyorlar.
No comments:
Post a Comment